Polinezya'da Sosyal Hayat

 


Yazının başında belirtmek gerekir ki, Avrupalılar eliyle bu kültür geride hiç bir iz bırakmama gayretiyle yok edilmeye çalışılmıştır. 

    Günümüzde Antik Polinezya Medeniyetine dair elde kalan efsaneler ve kısıtlı kalıntıların yanı sıra, 1970'lerden itibaren araştırmacıların yoğun çalışmaları sonucu elde edilen veriler sayesinde sevindirici gelişmeler yaşanmaktadır.  

    Polinezyalılar ile ilgili yazılı kaynaklar, Avrupalıların Büyük Okyanus keşifleri ile başlar. Daha derin araştırmalar için ilk basamak kaşiflerin bu seyahatlerdeki notları olmuştur. 

   Deniz Ulaşım ve Ticaret Sistemleri 

    Sosyete adalarına ilk ayak basan Avrupalılar, Polinezyalıların mükemmel bir deniz ulaşım sistemine sahip olduklarını gördüler. Civardaki adaları gösteren haritalara sahiptiler ve kum üzerinde çevre adaları taşlar ile gösterebiliyorlardı. 
    
    1769’da Kaptan James Cook’un tanıştığı Polinezyalı kılavuz, 4200 km2 genişlikteki bir alandaki tüm büyük takım adaları kum üzerinde çakıllarla göstermesini biliyormuş. 

James Cook, Markiz Adaları halkının, Tahuata halkının dilini anladığına, ama iki halkın arasında 1500 km mesafelik bir okyanus olduğuna dikkati çekmişti.  

Tüm bunlar bilinçli bir yayılmanın işaretiydi.

    Yeni Zelanda'ya giden kaşifler, bir Polinezya yerlisinin Yeni Zelanda yerlisi ile rahatlıkla  konuşabildiğini gördüler. Aralarında binlerce km mesafe olan iki ada için bu olağandışı bir durumdu. Dil uyumu aralarındaki köken birliğinin en açık göstergesiydi. O dönemde Yeni Zelenda'yı bulmak, denizcilikte çok gelişmiş olanların başarabileceği bir işti. 

    Denizcilik konusunda epey bir aşama kaydetmiş olan Polinezyalılar ve Melanezyalıların seyahatleri, keşifler tarihinin en erken dönemlerine denk gelir. Asıl memleketleri olan adalardan çok uzaklarda, yeni yerleşim yerleri kurarlar. Aynı döneme rast gelen Avrupa'da ise denizciler, kıyıdan uzaklaşmanın uğursuzluğuna inanarak yaşıyorlardı. 
    
    Polinezyalılar denizde yönlerini tayin edebilmek için yıldızlardan yararlandılar. Pasifik Okyanusu onların evreniydi. 
    Yazılı kültürleri olmadığı halde, okyanus ticaretinde çok ileriydiler. İhtiyaçları için farklı adalara seyahatler düzenleyip, sonrasında yaşadıkları adaya geri dönüyorlardı.

    Polinezya'da Sınıf Sistemi

    Polinezya’da çok katı bir sınıf sistemi vardı. Toplum içinde yükselmenin tek yolu yeni bir dünya keşfetmekti.

Polinezya Uygarlığı iki temel üzerine kuruluydu. 

  1. ŞEF: Yetkisi, ihtiyaç fazlası yiyeceği kontrol altında tutma ve dağıtma kabiliyetine bağlı olan kişi.

  2. RAHİP: Yetkisi, ruhlar dünyasını yönlendirme ve günümüzdeki TABU kelimesinin kökeni olan TAPU, yani toplumun gizli kurallarını ihlal edenleri cezalandırma kabiliyetine bağlı olan kişiydi. 



Polinezya Medeniyetinin Avrupalılarca Yok Edilişi

Avrupalılar’ın ilk gelişlerinden itibaren getirdikleri hastalıklar adadan adaya yayılarak 300 binlik Polinezya nüfusunun %90’ını yok etti.

Nüfusun tükenmesi tarımın da çöküşüne sebep oldu. Tarımın çöküşü, yetkisi yiyeceği kontrol etme kabiliyetine bağlı olan Şef’in gücünü yok etti. Daha sonraları Avrupalılar’ın getirdiği hastalıklara bağışık olan Misyonerler geldi. Ve Tapu’yu ihlal ettiler. Ama cezalandırılmadıkları için bu da Rahipler’in gücünü yok etti. Böylece tek bir nesilde Polinezya Uygarlığı çöktü. Onların dilinde Avrupalı denizci ile zührevi hastalık aynı kelimeyle ifade edilir. 


Kaynak: 

    * Dünyanın Çehresini Değiştiren Seyahatler / Peter Aughton 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder