Polinezya Neresi?
![]() |
Polinezya, Büyük Okyanus'ta binlerce adaya yayılmış bir kültürdür. |
Amaç, karmaşık kaynakları inceleyerek, tasnif ederek okuyucuya anlaşılır bilgiler vermek. Resim - Harita - Video tasarımları yazara aittir. Yayınların sonunda kaynak bilgisi verilmiştir.
![]() |
Polinezya, Büyük Okyanus'ta binlerce adaya yayılmış bir kültürdür. |
Polinezyalılar " Polinezyalılar bu adalar krallığında kendi hallerinde yaşarlarken biz soluk benizliler buraya bir elimizde İncil, ötekinden barut ve alkolle gelmiştik. " Thor Heyerdahl
Polinezyayı kim keşfetti? James Cook? yoksa başka bir Avrupalı mı?
Ya da hiç keşfedilmeseydi ve Polinezya kültürü bu kadar hızlı yok olmasaydı.
Polinezyalılar öylece adalarda duruyorlardı ve Avrupalılar onları mı keşfetti? Yoksa ganimet arayışındaki modern dünya büyük ve hızlı gemileri sayesinde çılgınca bir yarışa girdi de bu yarış esnasında bulduğu her yeniyi kendine keşif mi kabul etti?
Avrupa'dan ayrı olarak tüm eski dünya kıtalar arası deniz ticareti ile birbirine bağlı iken, saldırgan şekilde tüm limanları ele geçiren medeniyetten uzak Avrupalıları kaşif olarak mı nitelendirmeliyiz?
Kendinden önceki tüm kuralları yok sayan, oluşumunda hiç katkısının olmadığı denizcilik kültürünü hiçe sayarak yüzlerce Doğu Afrikalı saygın tüccarı gemilere dolduran ve denizin ortasında diri diri yakan açgözlülere mi medeniyet tanımı yapılmalı?
Polinezyalıların çift yelkenli, çift gövdeli kanolarını tanımlamak için kullanılan terimdir.
18. yy’ın sonlarında İngiliz Kaptan James Cook notlarında, kendi gemisiyle gittiği iki fersaha karşılık, Polinezya kanolarının üç fersah yol aldığını yazar.
Hōkūleʻa ismi verilen Polinezya yelkenlisi bir grup Hawaii'li tarafından son Polinezya yelkenlisinin görülmesinden 600 yıl sonra, 1975 yılında tasarlandı.
Günümüz katamaranlarının öncüsü sayılan tekne on sekiz metre uzunluğunda ve altı metre genişliğindedir. Derin denizlerde yol alırken ağırlığı on bir tona yakındır. Aslına uygun şekilde tamamen ahşap ve ip kullanılarak inşa edilmiştir. Teknenin üzerindeki her şey iplerle bağlıdır ve kullanılan ipin uzunluğu sekiz km'den fazladır.
Alıntı Resim: Hokulea resmi sitesinden. |
Hōkūleʻa denize açılmadan önce Polinezyalılar’ın okyanusa açıldığını kimse kabul etmiyordu. İmkansız görünüyordu. Taştan aletlerle yapılan teknede pusula, sekstant ve harita olmadan haftalarca akıntılara ve hakim rüzgarlara karşı nasıl yol alınabilirdi? Ama belli ki böyle yapmışlardı.
1975 yılında, Hawaii'den Rapa Nui'ye yapılan deniz yolculuğu, büyük ses getirdi. Polinezya kültürünün yeniden canlanmasına dair ümitleri yeşertti. Bundan sonra Hokule'a kanosu altı büyük sefer daha düzenledi.![]() |
2000 yılında Hokule'a Hawaii'nin ilk devlet hazinesi olarak ilan edildi.
Polinezyalılar yolculuğu yolculuk olarak görmezlerdi. Teknenin yerinde durduğuna, adaların ise tekneyi selamlamak için denizden geldiklerine inanırlardı.
Bir uygarlığın, okyanusun dört bir tarafına yayılmasını sağlayan dehanın eseriydi bunlar.
Bilim çevreleri Polinezyalıların bilinçli okyanus keşiflerini artık kabul etmiş durumdalar. Bir çok araştırma ve yeni bulgular bu kadim medeniyeti daha iyi tanımamıza imkan sağlıyor. Bu araştırmacıların başında Kolombiyalı Antropolog Edmund Wade Davis geliyor. Davis birçok kitap, belgesel ve konferans ile kaybolan medeniyetler hakkında bizi aydınlatmaya devam ediyor.
![]() |
Alıntı |
Kaynaklar:
- Hokule'a.com Resmi Web Sitesi
- Kaybolan medeniyetler serisi - National Geography
Yolbulucular - Nainoa Thompson - Wayfinders
Günümüzde Antik Polinezya Medeniyetine dair elde kalan efsaneler ve kısıtlı kalıntıların yanı sıra, 1970'lerden itibaren araştırmacıların yoğun çalışmaları sonucu elde edilen veriler sayesinde sevindirici gelişmeler yaşanmaktadır.
Polinezyalılar ile ilgili yazılı kaynaklar, Avrupalıların Büyük Okyanus keşifleri ile başlar. Daha derin araştırmalar için ilk basamak kaşiflerin bu seyahatlerdeki notları olmuştur.
James Cook, Markiz Adaları halkının, Tahuata halkının dilini anladığına, ama iki halkın arasında 1500 km mesafelik bir okyanus olduğuna dikkati çekmişti.
Tüm bunlar bilinçli bir yayılmanın işaretiydi.
Polinezya’da çok katı bir sınıf sistemi vardı. Toplum içinde yükselmenin tek yolu yeni bir dünya keşfetmekti.
Polinezya Uygarlığı iki temel üzerine kuruluydu.
ŞEF: Yetkisi, ihtiyaç fazlası yiyeceği kontrol altında tutma ve dağıtma kabiliyetine bağlı olan kişi.
RAHİP: Yetkisi, ruhlar dünyasını yönlendirme ve günümüzdeki TABU kelimesinin kökeni olan TAPU, yani toplumun gizli kurallarını ihlal edenleri cezalandırma kabiliyetine bağlı olan kişiydi.
Avrupalılar’ın ilk gelişlerinden itibaren getirdikleri hastalıklar adadan adaya yayılarak 300 binlik Polinezya nüfusunun %90’ını yok etti.
Nüfusun tükenmesi tarımın da çöküşüne sebep oldu. Tarımın çöküşü, yetkisi yiyeceği kontrol etme kabiliyetine bağlı olan Şef’in gücünü yok etti. Daha sonraları Avrupalılar’ın getirdiği hastalıklara bağışık olan Misyonerler geldi. Ve Tapu’yu ihlal ettiler. Ama cezalandırılmadıkları için bu da Rahipler’in gücünü yok etti. Böylece tek bir nesilde Polinezya Uygarlığı çöktü. Onların dilinde Avrupalı denizci ile zührevi hastalık aynı kelimeyle ifade edilir.